Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) de bu küresel krizden bağımsız değil. Ülkede yağış miktarının azalması ve yer altı su kaynaklarının tükenme riski, su ve gıda güvenliğini tehdit ediyor. Artan nüfus ve değişen iklim koşulları karşısında, suyun ve toprağın bilinçli kullanımı her zamankinden daha önemli hale geldi.
Peki, ne yapmalı? İlk adım, ülkemizde tarım ve su yönetimine dair somut ve uzun vadeli bir planlamanın hayata geçirilmesidir. Tarım Bakanlığı, acilen 5 yıl, 10 yıl ve daha uzun vadeli stratejik üretim ve su yönetim planları geliştirmeli ve bu planları hızla uygulamalıdır. Bu planların yalnızca kâğıt üzerinde kalması, geleceğimizi güvence altına almaya yetmez. Uygulamada kararlılık ve denetim şarttır.
KKTC’nin bereketli tarım arazileri, ülkemizin en büyük zenginliklerinden biridir. Ancak bu zenginlik, doğru ve sürdürülebilir bir şekilde kullanıldığında gerçek bir değere dönüşür. Bölgesel gıda üretimi teşvik edilmeli, çiftçiler modern tarım teknikleri konusunda bilinçlendirilmeli ve desteklenmelidir. Su kaynaklarının verimli kullanımı sağlanmalı, damla sulama gibi su tasarrufu sağlayan yöntemler yaygınlaştırılmalıdır.
Unutmayalım ki, su ve gıda güvenliği yalnızca bir tarım meselesi değil, bir ulusal güvenlik meselesidir. Geleceğimizi güvence altına almak istiyorsak, bu konuda hemen harekete geçmeliyiz.