Mimar Ramadan Öztörel ile güzel bir röpotaj...
Ramadan Öztörel 3 Mart 1984 te Lefkoşa doğan Emekçi bir anne- babanın çocuğudur. Çocukluk yıllarını İskelede geçirdim. İlkokulu İskele sht. İlker Karter İlkokulunda, orta okulun 1 . sınıfını Bekir paşa lisesinde 2 ve 3 . Sınıfını mağusa ‘da dönemin Kolej paket okulu olan Özgürlük Ortaokulunda okudum. Liseyi Lefkoşa 20 Temmuz Fen lisesinde tamamladım. Okulun Lefkoşa’da olması sebebi ile o dönemi Taşkent’ te Ninemin yanında yaşadım. Üniversite ‘ye 2002 yılında DAÜ Mimarlık Fakültesine giderek Başladım. Askerliğimi tamamladıktan sonra 2008 yılında Mesleğime Özel bir Şirkette mimar olarak çalışmaya başladım. 2010 da Öznur Pakel ile evlendim ve 2012 yılında kardeşim ile kendi ofisimizde çalışma kararı aldım ve o günden günümüze kadar böyle devam etmekteyim
Mimarlık mesleği diğer mesleklerden biraz daha karmaşık bir sistem içinde çalışır. İnşaat sistemleri her gün yeni bir gelişim ile değişmekte ve siz bunun gerisinde kalmamanız gerekmektedir. Bu bağlamda kendimi geliştirmek adına öncelikle KTMMOB ve Kıbrıs Türk Mimarlar Odasının düzenlemiş olduğu eğitim seminerleri ve günümüzün fırsatı olan dijital yayınlar üzerindeki eğitimlere katılıyorum. Almış olduğum eğitimler sayesinde ilgili branşlardaMimarlar odası bilirkişisi olara görev yapmaktayım.
Mimarlık, benim kendi ifadem ile bina tasarlamak değildir. Mimarlık sanat ve bilimi araç olarak kullanarak sosyal mekânlarının şekillendirilmesidir.
Mimar müşterisinin ihtiyaçlarına göre tasarımını yapan, bunun hayata geçmesi için gerekli ekibi kuran ve yöneten, imalat sırasında kontrolünü yapan kişidir.
Mesleği seçmem aslında kendiliğinden gelişen bir durumdu. Lise döneminde yapılan tüm terslerde bana uygun meslek olarak mimarlık olsa da ben ilk tercihim olarak hep veterinerlik istemiştim. Kardeşimin inşaat Mühendisi olması ve bölgedeki inşaat sektöründeki patlama ben Mimarlığa döndürdü.
Mimarlığı 2008 yılından günümüze kadar devam ediyorum
Aslında herkes gibi ilk hedef maddi kazançtı fakat mesleğe girdikten sonra mesleğimin ne kadar özel bir meslek olduğunu anladım. Bu süreçten sonra hedefim Mimarlığın gerçek anlamda çevremize , kültürümüze ve doğaya en uygun tasarımları yapmak.
Emekçi bir aileden geldiğim için küçük yaşta üretimin ne olduğunu anlamamı sağlayan bir aile eğitimi ile büyüdüm. Bu sebeple birçok işte çalıştım ve ürettim.
Kendi ofisimi açmadan 3 farklı şirkette proje ve inşaat sorumlusu olarak çalıştım. İlk 2 işten ayrılma sebebim işin proje sürecinin tamamlanması oldu fakat son işten ayrılmam kendi ofisimi kurmam oldu. İşi bırakma sebeplerim genellikle
Bu soruya cevabım dönem dönem değişiyor fakat evet düşünürdüm
Baba mesleği olan Oto tamirciliğini severek yatığımdan dolayı şu an kardeşimin yaptığı gibi kendi garajımın olmasını ve orda hem çalışıp hem yönetmeyi çok isterdim.
Her mesleğin zorlukları olduğu gibi mimarlıkta da zorluklar var. Bunların başında KKTC ninmaster plansız gelişi güzel bir gelişim içinde olması, gelişmiş sanayi olmadığından sınırlı inşaat sistemlerinin kullanılması, ekonomikseviyenin düşük olduğundan tasarım sürecinin çok sınırlandırılması ve projecilikteki gereksiz – uzun devlet prosedürleri.
Tasarlama süreci zor fakat çok zevkli bir süreç fakat tasarımınızın inşası tamamlanınca yerinde görmek büyük bir haz.
Bölge esnafı ile ilişkimiz iyi. Ofis olarak en büyük prensiplerimizden biri bölge esnafı ile çalışmak ve bölgemize katkı sağlamak.
Sosyal ve kültürel olarak bazı kayıplarımız olsa da esnaf işbirliği yerinde ve devam etmektedir.
Mimar olarak kazancınız mimarlar odası yasası gereği standartlaştırılmıştır. Yani 1 m2 bina proje bedeli her yerde aynı olmalıdır fakat fiyat kırma yasal olmasa da yapılmakta ve bu kazancımıza yansımaktadır.
Bölgede imar planı belirsizliği nedeni ile genel bir düşüş var.
Bölgemizde mimarlık adına en büyük eksiklik plansızlık .İmar planı sürecinin kötü yönetilmesi ve plan oluşturulurken devletin sermayeye yenik düşmesi büyük sorunlar oluşturdu. İskele ilçe olmasına rağmen henüz şehir planlama ile ilgili yetkili bir devler dairesi şubesi yok. İşlemler mağusadan yürütülüyor. İskele belediyesi henüz mesleki kontrollük sistemine geçmediğinden binalar kontrolsüz yada projelere bağlı olarak yapılmamaktadır. Belediye imar kontrolü tarafından yeterince denetlenmiyor.
Bölgemizde inşaat sektörü gelişen bir grafik sergilemekte, tümsektörlerin kendilerini güncel olarak geliştirmesi ile potansiyel müşteriye ulaşması mümkündür.
Bölgede nüfus yapısı kontrollü şekilde artırılması arz-talep oranını da artıracaktır. Gelişen nüfus taleplerine göre yapıları geliştirmek için tüm sektörler gerekli eğitim, gelişim ve çeşitliliği sağlamalıdır. Örnek olarak yıllardır bölgemize gelmesini beklediğimiz üniversite için yerel işletmeler henüz bir gelişim yapmamakta, bölgemiz sadece yapısal alan olarak cazip gelmektedir. Üniversite öğrencilerine hizmet verecek sosyal, kültürel ve ekonomik kaynak sağlayacak alt yapı kurulmalı üniversitenin gelmesi beklenmeden bu gelişim sağlanmalıdır.
İlçe unvanı verilen bölgemiz alt yapı bakımından yeterli noktada değildir. Yasal yetkisi bulunan ilçe daireleri şu an çok azdır. Bu toplumun işlemlerini mağusada yapmaya itmektedir. İkinci en büyük eksiği plansızlık ve zaman içerisinde yerleşen ( kabullenilen ) üretimden uzaklaşmadır.
Mimarlık mesleğinde kendi içinde birçok ara elemana ihtiyaç duymaktadır, bunlardan en önemlisi teknik ressamlıktır. Yurt dışında, projelerin çizilmesinde görev alan profesyonellerin yetişmesi üniversite öncesinde olmaktadır. Öğrenciler bu eğitimi ilgili meslek okullarında almakta daha sonra üniversitede kendilerini tamamen geliştirmektedirler.
Yasal olarak zaten bu mümkün değil. Mimari projenizin uygulanabilmesi için KTMMOB bağlı olan Mimarlar Odasına kayıtlı olmanız mecburidir.
Bölgemiz her sektörde çalışabilecek elemana sahiptir fakat insanlarımız yeni dönemde üretimden kopup daha az gayret harcayarak para kazanma seçeneğine yönelmiştir. Üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olup kamuda ilgisiz bir memuriyete gitmeyi seçen yüzlerce eleman var.
Kayıtsız çalışma hiçbir şekilde kabul edilemez. Kayıt altına alınmadan yapılan tüm işler topluma gerek ekonomik gerekse sosyal yönden derin zararlar vermektedir.
Bunu devlet denetimi ile önleyebiliriz. Vergi sistemindeki kontrol edilemezlik , gelir – gider dökümlerinin şeffaf olmaması vede kayıt dışı işçilerin denetimi devlet tarafından caydırıcı cezalar ile korunmalıdır.
Her şeyin başında Mimarlığın insanların yaşamına dokunan bir meslek olduğunu bilerek çalışacakları, büyük çaba gerektiren ve sevilmeden yapılabilecek bir meslek olmadığını bilmeleri gerekir.
Meslek hayatımda büyük zorluklar yaşamadım fakat en kötü olay komşu şantiyede iş kazası geçiren bir emekçiyi gördüğüm gündü. Gerekli önlemler alınmadan çalıştırılan emekçi düşmüş ve feci şekilde yaralanmıştı.
Unutamadığım olay ise ilk projemin tamamlandığı ve o eve misafir olarak davet edilmemdi.
Ofisimde bulunan satış ürünü yoktur fakat proje sunum ve tasarım süreçlerine birçok kırtasiye malzemeleri kullanmaktayım. Bu malzemelerin çoğunu bölgemizde kapsamlı kırtasiye bulunmadığından dolayı mağusa’dan temin ediyorum.
Yurt dışından temin edilecek bir ihtiyacım yoktur.
Üretimin çok az olduğu yerde ithalat mecburiyeti oluşur. Bu üretim politikasının gelişmesi ve öncelik sırasına getirilmelidir.
Üretim olması durumunda istihdam oluşacak , ham madde ihtiyacı oluşacak ve bunu besleyen yan sektörler oluşacak. Bu sistemde zarar değil toplumsal kazanç oluşur.
Yerli üretimin destekleneceği ekonomik programlar oluşturulmalı , ithalat yapılan malzemelerde yerli üretim varsa gümrük uygulaması düzenlenmeli , yerli istihdam artırılmalı ve dışa bağımlı oluşacak ekonomi uygulama sistemleriyle durdurulmalı.
Evet,
Yaklaşık 10 senedir üyeyim.
Evet var
İEZB sadece bir ekonomik örgüt olmadığını, dönem dönem üslendiği görevlerle bölgemizde örgütlü bir sivil toplum kuruluşudur. Bu bağlamda önümüzdeki dönemlerde bu bilinçle görev almaya devam etmelerini gönülden talep etmekteyim. Bana mesleğim hakkında bilgi verme şansı verdiğiniz için ayrıca teşekkür ederim..